-
1 завёртывать
-
2 какой
1) nasıl; ne gibi; ne; kaçıncıкако́е э́то зда́ние? — bu ne binası?
на како́м этаже́? — kaçıncı katta?
на каки́е де́ньги? — hangi parayla?
како́е сего́дня число́? — bugün ayın kaçı?
како́й сего́дня день? — bugün ne?
в како́м году́ он роди́лся? — kaç yılında doğdu?
каки́е кра́ски тебе́ ну́жны́? — nasıl boya istiyorsun?
по како́му пра́ву? — ne hakla?
2) ( который из многих) hangiв како́й ко́мнате? — hangi odada?
како́й возьмёшь? — hangisini alırsın?
ты како́го го́да (рожде́ния)? — kaçlısın?
3) ( при восклицании) ne (kadar)како́й ум! — ne zekâ!
кака́я жара́! — ne sıcak, ne sıcak!
како́е разочарова́ние! — ne büyük hayal kırıklığı!
кака́я э́то была́ побе́да! — bu ne zaferdi!
како́й же ты дура́к! — ne aptalmışsın!
кака́я же она́ несча́стная! — ne kadar da talihsizmiş!
к каки́м то́лько сре́дствам ни прибега́ли! — başvurmadık çare kalmadı!
кака́я шля́пка ей не пойдёт! — öyle bir şapka var mı ki ona yakışmasın!
4) ( в риторическом вопросе) ne; ne biçimкако́й э́то парк! — bu ne biçim park böyle!
како́й (там) инжене́р? Он да́же не те́хник! — ne mühendisi yahu! Teknisyen bile değil!
каки́е витами́ны, когда́ у него́ хле́ба вдо́воль не́ было! — yeteri kadar ekmeği yoktu, nerede kaldı vitamin!
каки́е у него́ де́ньги? — onda para ne gezer?
како́й смысл расска́зывать? — anlatmakta bir anlam var mı ki?
како́е там ку́рицу заре́зать, он клопа́ не разда́вит — tavuk kesmekten geç, tahta biti ezemez
5) ( в составе придаточных определительных предложений)...an;...acak;...dıkэ́то был челове́к, каки́х ма́ло — eşine az rastlanan kişilerdendi
тру́дности, с каки́ми ты столкнёшься — karşılaşacağın güçlükler
6) ( в составе придаточных дополнительных предложений) nasılзнай мы, кака́я бу́дет пого́да... — havanın nasıl olacağını bilseydik...
по како́й бы то ни́ было причи́не — her ne sebepten olursa olsun
без како́го бы то ни́ было вмеша́тельства — herhangi bir müdahale olmaksızın
каки́ми тру́дными ни́ были бы усло́вия — koşullar ne kadar zor olursa olsun
како́й ни на есть (любо́й) — herhangi bir
кака́я ни на есть, а да́ча — ne kadar olsa bir yazlık
возьми́ како́й уго́дно / хо́чешь и прове́рь — rasgele birini seç, dene
-
3 карточка
kart* * *ж1) kart; fişсудья́ показа́л ему́ жёлтую ка́рточку — спорт. hakem sarı kart verdi
учётная ка́рточка — kayıt fişi
2) в соч. ( удостоверение) kart; karneка́рточка журнали́ста (в Турции) — basın kartı
хле́бные ка́рточки — ekmek karnesi
хлеб, выдава́вшийся по ка́рточкам — vesika ekmeği
3) ( фотография) resim (- smi) -
4 крошить
ufalamak* * *1) ufalamak; doğramak; kıymak (мясо, табак)кроши́ть хлеб — ekmeği ufalamak
кроши́ть карто́шку в кастрю́лю — patatesi doğrayarak / doğraya doğraya tencereye koymak
2) перен. (ломать, уничтожать) kırıp geçirmek -
5 пшеничный
-
6 ржаной
См. также в других словарях:
ekmeği ekmekçiye ver, bir ekmek de üste ver — verilecek ücret ne kadar çok olursa olsun, her iş uzmanına yaptırılmalıdır anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
er ekmeği, meydan ekmeği — kadın, kocasının kazancını rahatça yer anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
çarşı ekmeği — is. Çarşıda satılan, has undan yapılmış ekmek türü … Çağatay Osmanlı Sözlük
çavdar ekmeği — is. Çavdar ve buğday unu karışımından yapılan ekmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
dürüm ekmeği — is. Dürüm yapmakta kullanılan ekmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
er ekmeği — 1. is. Kocanın getirdiği ekmek 2. is., hlk. Sahur yemeği … Çağatay Osmanlı Sözlük
ev ekmeği — is. Ev tipi fırınlarda veya tandırlarda mayalı hamurdan pişirilen çeşitli boyda ve kalınlıkta ekmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
glüten ekmeği — is. Şeker hastalığı olanlar için yapılan nişastasız ekmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
halk ekmeği — is. Belediyelerce indirimli fiyata satılan ekmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
köy ekmeği — is. Tandır, sac, fırın vb.nde pişirilen bir tür pide veya somun … Çağatay Osmanlı Sözlük
mısır ekmeği — is. Mısır unu, tuz ve suyun karışımı yoluyla yapılan hamurun bir kap içinde pişirilmesiyle hazırlanan ekmek türü … Çağatay Osmanlı Sözlük